Bu nasıl bir dünya, hikâyesi zor;
Mekânı bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kainat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim. |
|
TÜRKİYE BÜYÜK DEVLETTİR
Yıllardan beri takınılan ezik duruş artık sona ermiştir.
Erdoğan, sabah saatlerinde TSK’nın yaptığı açıklamada olduğu gibi, Gül’ün yaptığı açıklamada olduğu gibi, İsrail’e haddini bildirmiştir.
Sayın Başbakan'ın tavrı, yüreklere su serpmiştir.
Sayın Başbakan’ın bu tavrı, bazı uluslararası ilişkiler uzmanlarının aksine, hem uluslararası ilişkilerde hem de iç siyasette Erdoğan’ın elini güçlendirecektir.
Dünyada medya, ekonomi ve siyaset çevrelerinde İsrail etkisinin ne kadar ağır olduğu bir kere daha ortaya çıkmıştır.
Türkiye’nin özellikle dışarıda tutulmaya çalışıldığı Ortadoğu barış görüşmelerinde, Mısır’da Cumhurbaşkanı Gül’ün, yemeğe bile davet edilmemesi unutulmamıştır.
Osmanlı’nın mirasına sahip olan Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına rağmen Filistin topraklarını parsel parsel işgal edip, o toprakları sahiplenmiş olması unutulmamıştır.
Türkiye’nin bölgedeki tarihi varlığını asla dikkate almayan İsrail’in 50 yıldan beri Filistin topraklarını kana bulaması unutulmamıştır.
Bir milletin yok edilebilmesi için soykırımı uygulamasını hiç çekinmeden icra eden ülkenin (!) İsrail olduğu unutulmamıştır.
Gelen bütün tepkilere ve yapılan bütün uyarılara rağmen, İsrail’in Kudüs’te Mecid-i Aksa’nın altını kazmaya başlaması unutulmamıştır.
Ortadoğu’da yaşanan kaosun baş mimarının İsrail olduğu unutulmamıştır.
Uluslararası arenada meydana gelen bütün olayların bir şekilde İsrail’in lehinde sonuçlanıyor oluşu unutulmamıştır.
Başbakan Erdoğan’ın tepkisi sadece sözünün kesilmesine değildir.
Bu tepkinin arkasında yukarda sıralamaya çalıştığım yılların birikimi vardır.
Bu tepkinin arkasında Türkiye’nin ve Ortadoğu topraklarında yaşanan dramı iliklerine kadar hisseden muhafazakar kesimin, çok önem verdiği bu dramın acısı vardır.
Bu tepkinin arkasında, İsrail Cumhurbaşkanı Peres’in işaret parmağını Sayın Başbakan’a uzatarak ve sesini yükselterek yaptığı tehditkar konuşma vardır.
Bu tepkinin arkasında, silahsız ve masum insanların katledilmesi gerçeğine rağmen, hâlâ konuşan Peres’in bu had bilmezliği vardır.
Bu tepkinin arkasında suçun bastırılma psikolojisiyle davranan Peres’in küstah tavrı vardır.
Bu tepkinin arkasında İsrail’in “Türkiye’yi dikkate almıyorum” tavrının yansıması vardır.
Bu tepkinin arkasında İsrail’in “bizim dediğimiz olur” dik başlılığının sınırı aşması vardır.
Peres yaptığı yanlışı fark ettiği için Erdoğan’ı arayarak özür dilemiştir.
O özür sesin yükselmesinin özrü gibi gözükse de başka anlamlar taşımaktadır.
O özür Türkiye’nin büyüklüğüne rağmen yapılan hatanın neticesidir.
Yıllardan beri takınılan ezik duruş dün gece sona ermiştir.
Erdoğan, sabah saatlerinde TSK’nın yaptığı açıklamada olduğu gibi, Gül’ün yaptığı açıklamada olduğu gibi, İsrail’e haddini bildirmiştir.
Sayın Başbakan'ın dün akşamki tavrı, yüreklere su serpmiştir.
Sayın Başbakan’ın bu tavrı, bazı uluslararası ilişkiler uzmanlarının aksine, hem uluslararası ilişkilerde hem de iç siyasette Erdoğan’ın elini güçlendirecektir.
Başbakan’ın tavrı Türkiye’nin “büyük devlet” olduğunu bir kere daha göstermiştir.
Teşekkür ediyoruz Sayın Başbakan.
|
|