Tayfa155

Yazılar

EDİTÖR

EKİP

HÜZÜN ŞAİRİ

YAZI MASASI

WATBAC

İLETİŞİM

ÜSTAD

Bu nasıl bir dünya, hikâyesi zor;
Mekânı bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kainat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.

EDİTÖRDEN;
Biraz geç kaldık sanırım dergiyi çıkartmak için… Geçerli sebeplerimiz vardı diyemeyeceğim, çünkü geçerli herhangi bir sebebimiz yok… Şu anda kimse bizden derginin çıkma amacını sormasın zaten sorsanız da cevap veremeyiz çünkü bizde bilmiyoruz…Belki okulu özledik, belki bağlarımızı koparmayalım dedik, belki….belki… daha çok belki var ama biz bir şeyler yapmaya çalıştık. Yapmaya da devam edeceğiz. Eğer aklımızda ki gibi dergimiz istediğimiz gibi oluşursa daha çok etkinlik, daha çok organize, daha çok bağlılık sağlanacaktır… İnşallah nerde olursak olalım bağlarımızı koparmamaya çalışacağız ve bu dergiyi gittiği yere kadar götüreceğiz.
Dergi için istek,öneri,şikayetlerinizi iletişim adresine e-mail olarak atabilirsiniz… Düşünceleriniz bizim için değerlidir…
Mavi üniformaya olan aşkınız hiç bitmesin…” Bu memleketi sen mi kurtaracaksan” sözüne karşılık… “hep beraber” sözü ile cevap vermek dileği ile…
2.Sayıda görüşmek üzere…. 
DEPORTİVO LA TURCA
Hep kendi kendime sormuşumdur "İspanya ligindeki maçları izlerken, neden bu Deportivo'nun sahasında hep bir Türk bayrağı asılı, kale arkasında" diye. Sonunda öğrendim ve çok hoşuma gitti :
Deportivo, Galesia bölgesinin takımıdır, eskiden Türklerin orada yasadığı rivayet edilir! Deportivo'lu taraftarlar ile Celta Vigo´lu taraftarlar birbirlerini hiç sevmiyorlarmış. Aşağı yukarı 20 yıl önce Celtalı'lar bu nedenle Deportivo'lulara "Türk" demeye başlamışlar, ama hakaret anlamında. Ama Deportivo'lu taraftarlar bunu hiç hakaret diye algılamamışlar. Hatta kendi deyimleri ile "Türk gibi güçlü" görünmekten çok hoşlanmışlar. İste bu yüzden her maçlarında en az bir Türk bayrağı açıyorlar. Bir dahaki baktığınızda dikkat edin, yüzde yüz görürsünüz.

UZAKLARDA BİR KARDEŞ SEVDİK
Ne zaman tanımıştım onu hiç hatırlamıyorum… Ama 29 Ekimi hatırlıyorum… Neler söylenmişti yürüyüşten önce… Alkışlamazlar… Kaçarlar bir yere… Kaçsınlar biz yapmadık mı sanki… Fakat…”TÜRKİYE SİZİNLE GURUR DUYUYOR” sesini duydunuz mu? İşte bu ses onlarındı… “KARDEŞ” haykırıyordu… “KARDEŞCESİNE”… Helal olsun size diye inletiyordu her yeri… Bizden mi kaynaklanıyordu… Bizim iyi olmamızdan mı kaynaklanıyordu… Yoksa “KARDEŞ” kendine yakışanı mı yapmıştı… Sürekli yardım etti “KARDEŞ” bize… Yürüyüşlerde, Tiyatrolarda, Organizasyonlarda, Hatta Vize Haftası Tsubasha yı bile izlememize eşlik etti. Bize anlatılanlar mı farklıydı… Yoksa onlara söylenen sözler mi? “KARDEŞ” yeri geldi… konferansta bizimle beraber uyudu… Yeri geldi, Yemeğe bizimle hatta bizden önce girdi J ama bizi hiç yemek duasında yalnız bırakmadı… Şimdi “KARDEŞ” büyüdü “ABİ” oldu… “KARDEŞ”liği hakkıyla yerine getirenler umarım “ABİ”liğide hakkıyla yerine getirirler… Biz “KARDEŞ” i çok sevdik… “KARDEŞ” bize kardeşliğini yaptı… Biz onları unutmadık… Onlarda bizi unutmasın… Çünkü;Biz Onları Çok Sevdik… Çünkü;……..
UZAKLARDA BİR KARDEŞ SEVDİK…
NOT: S.A. Hakkını Helal Et… 
MABEDE UZANAN YOL
Uzun bir yoldu ama yürümesi bir heves san ki, Otobüs tutsalar oradan, ayağımız yalınayak olsa bile yürürdük yinede… Hiçbir zaman hayır diyemedim ki O YOL a…
Sigarayı yine kaçak içmiştim o akşam… Aklıma geliverdi bir gün önceki şınav cezası… Nasıl da ezilmiştik kantin kuyruğunda… Nasılda kaçmıştım Konferanstan “Eğitim Şubeden çağırdılar” diyerek… Evdekilerde sormuştu o akşam “ Paran bittimi diye?” Bitmedi diyecektim tabi… Son parama Winston mu aldım diyecektim…Çabucak çıktım rüyalar aleminden aynı yere geri döndüm… Mabede beraber gideceğim “arkadaşlarım” gelmişti….Dedim ya kaçak içmiştim sigarayı o akşam…”Tedbir-i emniyetten” megafonla seslenmişlerdi…- Her kim ki sigara içe hemen rapor yazıla…O YOL daydık yine mabede yürüyorduk Konferanstan… Yine muhabbetteydik kendi aramızda ya, herkes ortak olmuştu bize kafasındakiyle… Bu gece gelecek mi? Yok bu gece birinci sınıflarla uğraşır…Sırayı beklemedim bu sefer Elimde paçavraya dönüşmüş para ile…Yiyeceğim azarı hiç düşünmedim daldım kantine… Çıktım Mabeddeydim artık Özgürdüm…
Ve saat tam 24:00 oldu…Mabedimiz karşımızda…” Ah Bir Ataş Ver”ı oynamıştık o gece…hem de kusursuzca…ve O YOL da yürümemiz tam bir sanat ürünüydü sanki… kol kola, elele, yan yana, sırt sırta vermiş
MEZUNİYET GÖRMEZSEM… 
GÖZÜK AÇIK ÖLÜRÜM…
ALLAHINI SEVERSEN 
GÖNDER BİZİ MÜDÜRÜM…
BEDELSİZ BİR DUYGUDUR,
FİYAKALI DURUŞTUR 
516 OLMAK 
ŞEREF,ONUR,GURURDUR…

… Ve devam ediyoruz Mabedde haykırılan mutluluğa…Şimdi uzak düştük sanki O YOL a sanki eskisi gibi yürüyemez olduk Sanki O YOL da önümü görmez oldum ses duymaz oldum yavaşladık sanki… Sadece 2 senelik YOL değildi bu…O YOL benim rüyalarımda gezinen Özkan YİĞİT ti, ŞEHNE’yi taşıyan efsaneydi…
BU YOLU ÇOK SEVDİM BEN… 

DEVRİM KOŞUSU

 

O "AN"

 

HAVANI KORU

ZİYARETÇİ DEFTERİ

YOZGAT PMYO

ADINI SEN KOY 2.SAYI


 

 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol